Bilim Ne Diyor ? - Kozmos Avcıları | Bilimle Birlikte Geleceğe

EN SON

Post Top Ad

Responsive Ads Here

10.25.2016

Bilim Ne Diyor ?



Kimileri “Bir gün bilim toprağı altın yapacak” demiş, kimileri ise “Bilim herşeyi bilmek değildir. Neyin nerde nasıl bulacağını bilmektir” demiş, kimileri ise bilimi din olarak görmüş ve daha birçok öngörüler, bilim üzerine yorumlar..

Bu yazımı bilime bakışımızı biraz daha genişleterek yazdım ve çeşitli bilim insanlarının görüşlerini  ve yorumlarını  aktardım.

Carl Sagan diyor ki;

“Bilim sevdası beraberinde bilimi popüler kılma,yani yöntem ve bulguların bilim adamı olmayanlara da  eriştirebilme isteğini getiriyor. Bilimi açıklamaktan kaçınmak bana son derece ters gelen bir tutum. Birine aşık olduğunuzda, tüm dünyaya duyurmak istersiniz. “

Bilimi popülerleştirmenin başka bir gereği daha var; Bilim, bir bilgi dağı olmaktan başka, bir düşünme şeklidir.
Bilimsel düşünme, her şeyden önce yaratıcı ve disiplinlidir. Başarısında esas olan da bu özellikleridir. Bilim bizi, önceden bildiklerimiz ya da sandıklarımızla uyuşmasa da gerçekleri kabul etmeye çağırır. Alternatif hipotezler geliştirip gerçeğe en uygun düşünceleri belirlemeye yönlendirir.

Bilim bizlere dünyayı olmasını istediğimiz değil, olduğu şekliyle kavratmayı amaçlayan bir daldır. Bu nedenle bilimsel  bulgular her zaman anlaşılır ya da doyurucu gelmeyebilir. Kimi kez, aklımızda yer etmiş bir yargıdan kurtulup yenisini kabullenmek bir parça çaba gerektirir. Bilim bir yönüyle oldukça basittir. Karmaşıklaşmasının nedeni, dünyanın –ya da bizim- karmaşık olmamız. Çok zor gelmeye başladığı (ya da bize yetersiz eğitim verildiği) için bilimden uzaklaşmaya başladığımızda, geleceğimizi yönlendirme yetisinden de vazgeçmiş oluruz. Gelecek için oy hakkımız elimizden alınır ve özgüvenimizi yitirmeye başlarız.

Bilimi anlamak güç olabilir. Bilimsel gerçekler yerleşik inançlara meydan okuyabilir. Ürünleri siyasetçilerin ya da sanayicilerin ellerine teslim edidiğinde, kitle tahrip silahlarına ya da çevre için ölümcül tehditlere dönüşebilir. Ancak, gözden kaçırılmaması gereken nokta, bizlere armağanlar sunduğudur.Yinelemek gerekirse, bilim başarısını bir ölçüde hata düzeltme mekanizmasına borçludur. Bilimde yasaklı sorular, incelenmeyecek denli hassas konular, kutsal gerçekler yoktur. Yeni  fikirlere açıklık, tüm fikirleri en ince süzgeçten geçiren kuşkuculukla bir açıklık, tüm fikirleri en ince süzgeçten geçiren kuşkuculukla birleştiğinde, buğday kepekten ayrılmış olur.



Her fırsatta bilim adamları deney olanağını kullanır. Ne gibi deneylerin gerektiği, o sırada geçerli olan kuramlara bağlıdır. Bilim adamları, o kuramları kırılma noktasına değin sınamakta kararlıdır. Sezgilerine güvenmezler. Dünya’nın düz olduğu bir zamanlar mutlak doğrular arasındaydı. Ağır cisimlerin hafif olanlardan daha hızlı düştüğü, kan emici  sülüklerin hastalıkları iyileştirdiği, bazı insanların doğal olarak ve Tanrı’nın emriyle doğuştan köle oldukları da öyle. Evrenin merkezi diye bir yer olduğu ve Dünya’nın tam o noktada  bulunduğuda sayısız sezgilerdendi. Einstein tersini gösterene kadar, mutlak devinimsizlik diye bir standart olduğu düşünülüyordu. Gerçek, şaşırtıcı ya da bildik sezgilere ters olabilir. Derinden bağlandığımız inançlarla çelişebilir. Gerçeğe ulaşmanın yolu deneyden  geçer.

“ Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır. Ama sahip olduğumuz  en değerli şey de odur. “
                                    -Albert Einstein

Kötüye kullanılabileceği çok sayıda fırsat olsa da bilim yeni uluslar için yoksulluk ve gerilikten çıkışı gösteren altın yol olabilir. Bilim ulusal ekonomileri ve küresel uygarlığı ayakta tutar. Bir çok ulus bunu anlamış durumda. Hala dünyanın en iyi üniversiteleri olma sıfatını koruyan Amerikan üniversitelerinin bilim ve mühendislik bölümlerinde çok sayıda yabancı öğrenci olmasının nedeni de bu.

Bilim bizleri, dünyayı değiştiren teknojilerin özellikle de içinde yaşadığımız çevreye yönelik  tehditleri konusunda  uyarır. Önemi  tartışılmaz bir erken uyarı  sistemi sağlar.

Özetle, geriye dönüş yok. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, bilime muhtacız. İzleyebileceğimiz en iyi yol, bilimi olabildiğince iyi kullanmak. Onunla aramızı düzeltip güzelliğini ve gücünü açıkça görmeye başladığımızda, gerek somut gerekse soyut gerçeklik açısından, kendi lehimize bir alışveriş yapmış olduğumuzu anlayacağız.

“Bilimin güzel tarafı, ona inansanız da inanmasanız da gerçek olmasıdır.”
                                    -Neil  deGrasse Tyson





   Kaynaklar;



-“Doug henning and the Giggling Guru” - Martin Gardner
-“On the Electrodynamics of Moving Bodies”  -Albert Eınsteın
-“Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı” -Carl Sagan